Cumartesi, Eylül 13MOTOYAŞAM VE KÜLTÜRÜ DERGİSİ

Türkiye Avrupa ve Ortadoğu’nun motosiklet üretim üssü olur mu?

Motosiklet Sektöründe Türkiye’nin vizyonunu değiştirecek, Otomotivden sonra önemli bir ikinci iş gücü olan motosiklet sanayisinin ülkemizde bir endüstri haline gelmesi mümkün mü? 

Bence mümkün. Bunu gerçekten içten ve inanarak söylüyorum. Çünkü halihazırda tüm şartlar Türkiye’yi işaret ediyor.  Pandemi ile bozulan lojistik  zinciri ve “just in time” üretim anlayışı, yani günlük parça stoğu ile üretim planlaması artık çok kolay bir üretim şekli değil.  Parça temininde büyük sıkıntılar var. Bunlardan en çok konuşulan ve bilineni semi kondaktör yani chip krizi. Bunun yanı sıra Ukranya savaşı hem hammadde tedariğinde sıkıntılara hem de ciddi enerji sıkıntısına yol açıyor. Bunlar hep bildiğimiz, duyduğumuz konular olduğu için üzerinde çok durmadan konuya geçmek istiyorum.  Evet Türkiye bir motosiklet üretim üssü olabilir. 

En önemli avantajlı noktamız coğrafi konumumuz. Sanki dünyanın merkezinde yer alıyoruz. Avrupa’nın en doğusunda, Doğununda en batısında gibi bir konumumuz var. Bu bir avantaj. Avrupa’ya yakın olmak ilk defa işimize ciddi katkı sağlayabilir.  Otomotiv endüstrisinden dolayı iyi bir iş gücü ve yan sanayimizde mevcut. Bu kaynaklar kolayca motosiklet parçaları ve motosiklet üretebilir.  Kalite, ucuz işçilik bunlar şimdilik en avantajlı olduğumuz noktalar.  Bunları cepte sayıyorum. 

Ancak üretici firmaları ülkemize yatırım yapmaya ikna etmek. İşte burada biraz zorlanacağız gibi gözüküyor. Çünkü 80 milyon nüfusumuzda motosiklet kullanımı 100 kişide 4,7 kişi civarında. Bu rakamlarla üreticleri ikna etmek çok zor.  Bu rakamı 100 kişi de 14 -16 kişiye çıkarmak gerekiyor. 

Bunun için atılacak adımlar da belli. Sadece küçük bir destek ile sektörün önünün açılması da kolaylaşacak.  Bireysel ulaşım araçlarına olan talebin artması ile tetiklenen motosiklet kullanımı satışların kısa sürede artmasına yol açtı.  125 bin adetlerden bu sene sonunda 325 bin adetlere gelecek. Yani otomobil satışlarının neredeyse yarısından biraz fazla olacak. 

Sektörün beklentisi bu yönde. Ben de bu öngörüye katılanlar arasındayım.  Şimdi sizlere öncelikle yapılması gerekenleri maddeleri sizlere aktarmak istiyorum. Eğer bu saydığım maddelerden yapılırsa ve desteklenirse, yakın bir gelecekte Türkiye’yi dünya pazarına özellikle Avrupa, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine motosiklet ihraç eden ülke olarak görmemiz mümkün olacak. 

Ehliyet Regülasyonu ile Pazardaki Artışı Desteklemek

Büyüme detaylarına baktığımızda, pazardaki esas artışın pazarın %35lik kısmını oluşturan 0-50cc bandındaki motosikletlerden kaynaklandığını görülüyor. Büyüme, pandemi ve bireysel ulaşımda motosiklet kullanımının artmasının yanı sıra “ehliyet regülasyonlarındaki B sınıfı ehliyet ile 50cc’ye kadar motosiklet kullanılmasının yaygınlaşmasından da kaynaklanıyor. 

Avrupadaki örneklere benzer şekilde bu regülasyonun 50cc yerine 125cc’ye kadar kapsaması, halihazırda güzel bir ivme yakalamış, motosiklet sektörünü daha ileriye taşımak için bir fırsat yaratacaktır.

Hız Limitlerinin Yeniden Belirlenmesi

Tüm motosiklet kullanıcıları tarafından yaşanan bu sıkıntı, motosiklet sürücülerini diğer araçlar ile aynı hızda, hatta 5-10 km/sa daha hızlı giderek kendisini güvence altına almak yönünde bir korunma refleksine sürüklemekte ve sonuç olarak, motosiklet sürücüleri halihazır mevzuat ile sürat ihlali yapmaya zorlanmaktadır.   Avrupa ülkelerinden 30 tanesi için yapılan araştırmada bu hız sınırlarının 18 ülkede 50-90-120 veya daha yukarı olduğu, 5 tanesinde 50-90-110 veya daha yukarı olduğu, 5 tanesinde 50-80-90 veya daha yukarı olduğu ve çoğunda otomobiller ile aynı olduğu görülmüştür. 

Kayıtlı motosiklet sayısının 3,5 milyona ulaştığı dikkate alınarak, motosiklet hız sınırlarının yeniden düzenlenmesi ve özellikle L3e kategorisi için mevcut hız sınırlarının Yönetmelikte “Otomobil, M1,M1G” kategorisi için verilen (80,90,120 km/sa) değerlere getirilmesi önemli bir konudur.

Motosiklet Kullanımının Özendirilmesi

Ücretsiz Motosiklet Park alanları, Kara yolları şehir içlerindeki ışıklarda ön tarafta iki tekerlekli araçlara ayrılmış bölümler, karayollarındaki sağ şerdin iki tekerlekli araçların geçişine kolaylık sağlayacak düzenlemeler ve geleneksel bariyerlerin iyileştirilmesi gibi konularda yapılacak iyileştirmelerle motosikletin farkındalığının da artmasına katkı sağlayacak diğer oluşumlardır. Yukarıda saydığımız maddelerin  kısa vadeli strateji planında yer alması, önümüzdeki 5 yıllık bir plan içerinde pazarı 600 ve üzerine oluşmasını sağlayacağı katkı çok önemlidir.  Bu aşamadan sonra yerli üretimi destekleyecek regülasyonlar ve gerekli alt yapı çalışmaları özelikle elektrikli otomobilde çizilen dünya vizyonu ile paralel olarak motosikletinde ele alınması, adımların atılması, yabancı yatırımını Türkiye’ye çekecek ve Avrupa,  yakın doğu ve Afrika ülkelerinin taleplerini karşılayacak potansiyeli yaratacağına inancım sonsuz.